Gün: 13 Ocak 2022

Bazı insanlar arasında çelik binaların depremlerde iyi sonuç vermediğine dair yanlış bir inanış vardır.
Gerçek ise bunun tam tersidir.
Aslında, çelik binalar depremlerde betona göre belirgin bir üstünlüğe sahiptir.
Ancak bunun nedeni sezgiseldir ve anlaşılmaya değerdir.

Bir nesne ne kadar ağır ve rijitse, o kadar güçlü olduğunu düşünme eğilimindeyiz.
Bu varsayım özellikle binalarla ilgili olarak yaygındır, çünkü günlük deneyimlerimiz bunu doğrulamaktadır.
Şiddetli rüzgar sırasında ahşap bir evde bulunduysanız ve ahşapların uğursuz bir şekilde gıcırdadığını ve inlediğini duyduysanız, yapının beton olmasını dilemiş olabilirsiniz.
Betonun ağırlığının evi aşağıda tutmaya yardımcı olacağını ve betonun bükülmez yapısının rüzgar etkisi altında sallanmaya karşı koyacağını varsayarız.
Eğer darbeler bir kamyonun duvara çarpması ya da bir kasırga ölçeğindeyse bu mantıklıdır.

Ancak deprem diğer yüklerden farklıdır.
Evi temelinden söküp atmakla tehdit eden bir yüzey kuvveti değildir.
Yeryüzünün kendisi hareket eder ve binanın temelini hareket ettirir.
Bu daha çok, evi sırtından atmaya çalışan güçlü bir ata benzer.

Çelik konstrüksiyon, mukavemetten ödün vermeden betondan daha hafiftir.
Sismik sarsıntı altında kendisine zarar vermek için daha az kütleye – ve dolayısıyla daha az kuvvete – sahiptir.
Üst yapıda ve temelde daha az depreme dayanıklılık gerektirir, bu da potansiyel olarak inşaat maliyetlerini düşürür.

Dahası, çelik daha esnek bir yapı oluşturur çünkü daha sünek bir malzemedir ve kırılmadan önce önemli ölçüde bükülmesine izin verir.
Depremde daha kırılgan bir yapıya göre daha iyi tepki verecektir.
Daha küçük sismik olaylarda, çelik bir binanın çatlamasından ziyade geri çekilmesi daha olasıdır.
Binanın tasarlandığı maksimum sismik olay meydana gelirse, ciddi deformasyonlar olabilir, ancak aşamalı çöküşe uğramayacaktır.